Yüksek Müzakere Kurulu (YMK) Başkanı Dr. Nasır Hariri, Suriye’de yaşanan acıların sona ermesi için kapsamlı bir siyasi geçişin gerekliliğini vurgulayarak “Gerçek bir politik çözüme ulaşmanın önündeki en büyük engel İran’dır” dedi.
İngiltere’nin başkenti Londra’da, Şarku’l Avsat gazetesine bir röportaj veren Hariri, İran’ın Suriye’deki rolünün siyasi süreci zora soktuğuna dikkat çekti. İran’a bağlı mezhepçi militanların Suriye’deki varlığının sona ermesi gerektiğini belirterek “İran ve milislerinin Suriye’de kalması demek kaos demektir. İstikrarın sağlanamaması demektir. Mezhepçi gerilimlerin daha fazla tırmanması demektir.” dedi.
Hariri, Tahran’ın 8 aşamada Suriye’deki terörist milislerinin sayısını arttırdığını ve bu aşamaları uygulamak için Kasım Süleymani’yi görevlendirdiğini belirtti.
Röportajında, İran’ın çıkarlarına uymadığı için siyasi çözümü engellediğine dikkat çeken Hariri, siyasi çözüm veya istikrarın İran’ın Suriye’den çıkması anlamına geleceğine vurgu yaptı.
İran’ın, Suriye’ye gönderdiği mezhepçi militanları vatandaşlığa geçirdiğini söyleyen Hariri, İran’ın bu şekilde Suriye’deki mülklere el koymak suretiyle on binlerce yabancı milisi Suriye’ye getirerek, ülkedeki kurumlarda söz sahibi olduğunu vurguladı.
Nasr Hariri, İran’ın Suriye’de askeri üsler kurarak, silah depoları ve silah fabrikaları edinerek ve stratejik kaynaklar ile ilgili anlaşmalar imzalayarak savaş ekonomisinin verdiği zararlardan yoksullaşmış gençleri mezhebi söylemlerle savaşta kullandığına dikkati çekti.
Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, siyasi sürece de değinen Hariri, şunları söyledi;
“Biz bu sürecin mihenk taşıyız. Bütün çözümleri denediler; Cenevre müzakereleri, Soçi, Astana ve sivil toplum kuruluşları dahi tüm alternatifleri denediler. Biz şunu diyoruz: Suriye halkının siyasi geçiş noktasında Esed’in gitmesi taleplerine yönelik güvence verilmediği sürece uzlaşma falan olmayacak.”
YMK Başkanı Nasr Hariri, Suriye’deki askeri operasyonların siyasi çözümün üzerinde fazla etkili olmadığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Askeri zaferler elde etmek temel meselelerin çözüldüğü anlamına gelmez. Terörle savaş ne olacak? Mülteciler, yerinden edilen insanlar ne olacak? Yaşanan tüm bu kaos ne olacak? Ekonomi ne olacak? Yeniden imar nasıl bir süreç izleyecek? İran’ın işgali ne olacak? Tüm bunlar ancak Suriye’de kapsamlı bir uzlaşma olursa çözülür. Dökülen kanları durdurmanın zamanı gelmiştir. Siyasi geçişi sağlamanın ve Esed’in gitme zamanı gelmiştir.”
Hariri, Suriye’de yaşananların başlıca sorumlusunun rejim olduğunu röportajında, ”Suriye halkı kanıyla medeniyetiyle ekonomisiyle yeterince bedel ödedi bu sebeple artık Suriye’nin uluslararası hesaplaşmaların alanı olmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.