Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Sözcüsü Enes el-Abde, Esed rejiminin 66 saylı genelge için yürütme komitesi kurarak, Şam’ın Kefr Suse, Dareya, Mezze ve el-Kadem beldelerinde mültecilerin geride bıraktığı gayrimenkullere el koyma talimatı verdiğini söyledi. Rejimin bu adımla Suriyelilerin gayrimenkullerine el koyma politikasını meşrulaştırmaya çalıştığına vurgu yaptı.
Abde, bugün, el-Hayat gazetesine yaptığı açıklamada, Esed rejiminin uluslararası baskılar sonucunda 10 sayılı kanunda göstermelik değişiklikler yaparak, mülk sahiplerinin gayrimenkullerini ıspat etme süresini bir aydan bir yıla çıkardığını ifade etti. “10 sayılı kanunda yapılan bu düzenleme, muhalefetin çekincelerini karşılamamakla birlikte Suriye halkının endişelerini de gidermiyor” dedi.
SMDK Sözcüsü, açıklamasında, söz konusu düzenlemelerin rejimin mülteciler, muhalifler, tutuklular ve kayıpların geride bıraktığı mallarına el koymaya devam edeceğini gösterdiğinin altını çizdi.
Abde, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Mülk sahiplerinin mülkiyetlerini ispat etmesi için Suriye’ye şahsi beyanda bulunmasının imkansızlığına baktığımızda, bunun için verilen sürenin bir yıl ya da bir ay olması arasında fark olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü Suriye’de güvenlik durumu mülk sahiplerin şahsen beyanda bulunmasını ya da vekalet vermesini imkansız kılıyor.”
Açıklamasında, 10 sayılı kanunun Suriyelilerin kaçmak zorunda kaldıkları evlerine başkalarının yerleştirilmesine imkan tanıdığını ve ülkede demografik değişimin önünü açtığını belirten el-Abde, “Bu konudaki çekincelerin temelinde mülk sahiplerinin sadece isim olarak varlığının kabul edilmesi ve onların topraklarıyla irtibatının koparılması yatıyor. Rejimin getirdiği düzenlemeler ise bu konuya herhangi bir çözüm sağlamıyor” şeklinde konuştu.
Kanunla birlikte sadece yurtdışına kaçan mültecilerin ya da tutukluların risk altına girmediğini, rejim kontrolündeki bölgelerde yaşayanların da risklerle karşı karşı olduğunu dile getiren el-Abde, “Rejim bölgelerindeki Suriyelilerin evlerinin bulunduğu arsalar için biçilen bedeli ödemeleri imkansız. Bu yüzden, bu arsaları geri almak için yabancıları ortak yapmak zorunda kalıyorlar” cümlelerini kullandı.
Enes el-Abde, rejim tarafından 10 sayılı kanunda yapılan en tehlikeli düzenlemenin para şirketlerine gayrimenkulleri satın alma hakkı tanıması olduğuna dikkat çektiği açıklamasında, “Şirketlere rejim kontrolündeki bölgelerin yeniden inşasına katılmaları karşılığında gayrimenkul satın alma hakkı veriliyor. Bu şirketler ise mezhepsel ya da siyasal olarak İran’a bağlı şirketlerden oluşuyor” dedi.
Açıklamasının sonunda, uluslararası toplumun Esed rejimine söz konusu kanun ve düzenlemeleri iptal etmesi için baskı kurmasını isteyen el-Abde,
“Mültecilerin dönüşü için uygun ortan oluşturulana ve tutuklular serbest bırakılana kadar bu kanun ve düzenlemelerin neden olduğu olumsuz etkiler belgelere geçmeden giderilmelidir” ifadelerini kullandı.