Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Resmi Sözcüsü Salim Muslat, Esed rejiminin bu sabah erken saatlerde Sermin’e yönelik yaptığı saldırıda yeniden klor gazı kullanmasını şiddetle kınadı.
Esed güçlerinin İdlib kırsalının doğusundaki Sermin’e yönelik gerçekleştirdiği klor gazlı saldırı sonucu çok sayıda insan yaralandı. Yaralılar çevredeki saha hastanelerine nakledilirken, zehirli gazdan etkilenen sivillerin nefes almakta güçlük çektiği belirtildi.
Esed rejimi öğle saatlerinde ise Dera’daki sivil yerleşim birimlerini savaş uçaklarıyla bombaladı. Saldırıda 15 sivil şehit oldu, onlarca sivil yaralandı.
Saldırı şiddetle kınayan SMDK, Esed rejiminin Busra-ş Şam’daki yenilgisinin intikamını almaya çalıştığını söyledi.
’’Uluslararası toplum Suriye’deki kötü durumun düğümlenmesinin başlıca sorumlularından biridir’’ açıklaması yapan Muslat Suriye’de sivilleri korumak için acil bir şekilde güvenli bölge oluşturulmasını talep etti.
Suriye’deki devrim yanlısı güçleri ‘’onlar bizim umudumuz’’ şeklinde tanımlayan Muslat, ‘’Sivillerin Esed ve İran rejiminin katliamlarından korunabilmesi, ülke topraklarının özgürlüğe kavuşturulması için Suriye’nin güney ve kuzeyinde devrim yanlısı güçlere destek verilmeli’’ dedi.
Esed rejiminin devrim yanlısı güçlerin her sağladığı başarının ardından sivilleri hedef aldığını vurgulayan Muslat, ‘’ Esed, uluslararası toplumun sessizliği, IŞİD ile meşgul olunması, Yemen’de yaşanan son gelişmeler gibi bir çok durumu fırsat bilerek ve yenilgisini gizlemek için daha fazla sivil öldürüyor. Sivillere karşı uluslararası yasaklı silahları kullanıyor’’ ifadelerini kullandı.
Rejimin BMGK’nın kararını defalarca ihlal ettiğini dile getiren Muslat, ‘’Bu uluslar arası topluma ve BMGK kararına karşı açık bir meydan okumadır. BMGK kararına rağmen Esed sadece bir hafta içinde Sermin’de iki kez zehirli gaz kullandı. Bir gün öncesinde ise Benş kentinde aynı şekilde zehirli gaz kullanmıştı’’ dedi.
Muslat, bölgede yaşanan değişim ve kaostan sadece Esed rejiminin ve tebaası olan terör örgütlerinin değil, aynı zamanda Suriyeli insanlara yönelik işlenen günlük cinayetlere göz yuman, meşru haklarına kulak tıkayan uluslararası toplumun da sorumlu olduğunu söyledi.