Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca, Esed rejiminin kaynağı olduğu teröre yönelik Türkiye’nin başlattığı askeri operasyonun Suriye devrimi için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Operasyonun bölğe halkının ve uluslararası kamuoyunun desteğini aldığını ifade etti.
Hoca, Suriye’nin kuzeyinin IŞID çetelerinden ve terörist gruplardan kurtulmasının öneminli olduğunu vurgulayarak, bu çetelerin Esed rejimiyle olan yakın bağına dikkati çekti. Terör gruplarının bertaraf edilmesinden sonra, bölgede, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu çatısı altında faaliyet gösteren ya da koordineli hareket eden ulusal devrimci güçlerin daha etkin olacağını dile getirdi. IŞID çeteleri bölgeye girmeden önce bölgede etkin olan yerel yönetimler, askeri meclisler ve askeri komuta birimlerinin eski etkinliğini tekrar elde edeceğini kaydetti.
El-Hayat gazetesinde yayınlanan yazısında bölgedeki son durumu değerlendiren Halid Hoca, SMDK’nın, devrimci güçlerin askeri kapasitene uygun bir yüksek askeri konsey oluşturmak için çalışmalar başlattığını söyledi. Böylece ülkeyi idare etme hevesinde olmayan, görevi Suriye halın korumak olan, Suriye halkının bütün birleşenlerini kapsayan bağımsız ulusal bir ordu oluşturmak istediklerini belirtti. Suriye’nin kuzeyinde teröre yönelik başlatılan operasyonlar çerçevesinde gün geçtikçe genişleyen kurtartılmış bölgelerin bu çalışmalar için başlangıç noktası olacağını ifade etti. Yerel ve bölgesel meclislerin idari yapılanma sorununu çözeceğini kaydetti.
Hoca, Esed rejimin çok yanlış ve tehlikeli bir vatandaşlık tanımı yaptığını ifade ederek, Esed’in “ Vatan, topraklarında yaşayan ya da vatandaşlığa sahip olanların ve pasaportunu taşıyanların vatanı değil, onu savunanların vatanıdır” yönündeki sözlerini eleştirdi. Bu sözlerin ülkeyi bölünmeye götüreceğini, farklı ülkelerden gelen paralı askerle vatandaşlık verilmek istendiğini söyledi. Esed rejiminin bu hamlelerle 21.yy’da orman kanunlarını uygulamak istediğini, bölgedeki kaosu derinleştirmeyi amaçladığını belirtti.
Esed’in bu konuşmasının yenilmişliğin dışa vurumu olduğunu ifade eden Hoca, Esed’in bu sözlerle ülkeyi kurban ettiği yabancı işgalini meşrulaştırmaya çalıştığını dile getirdi. Devlet imkânlarını özgürlük talebiyle ayağa kalkan halka karşı kullanan Esed’in kendini bitirdiğini kaydetti.
Hoca, Esed rejimin İran ve diğer milis güçlerin idare ettiği Şam ve sahil bölgelerinde mezhepçi bir oluşum inşa etmek istediğini, ancak bu planın başarısız olacağını belirtti. İslam dünyasının ikinci başkentinin Mezze ve Seyyide Zeynep gibi ilçelerde görüldüğü üzere mezhebi temizliğe maruz kaldığını ifade etti.
Milyonlarca Şam sakinin etnik proje kapsamında Şam’dan çıkartılmak istendiğini ifade eden Hoca sözlerini şöyle sürdürdü; “Ayrıca birçok bölgeden savaş nedeniyle batı sahillerine göç edenler var. Bunların yerine mezhepçi öfke ile dolu milyonlarca yabancı iskan edildi. Bu kişiler Veliyyi Fakih’in genişleme arzunu yerine getirmek için her işi yapabilirler. Ancak dünya medeniyetinin en gözde bölgesinde yaşanan bu sorunlar asla tahkik edilememektedir.”
Hoca, diğer devrimci gruplarla müzakereyi ön gören Suriyelilerin diyalogu konusuna da değinerek, Esed sonrası süreç için görüş birliğinin sağlanması amacıyla çaba sarf edildiğini belirtti. Böylece devrime liderlik etme sürecinden, devlet yönetimi sürecine geçişi sağlamak istediklerini kaydetti. Bölgenin içinden geçtiği zor süreçler atlatılarak, Suriye’nin bütün bileşenlerinin ve siyasi görüşlerinin katılımıyla yeni bir düzenin hedeflendiğini ifade etti.