Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) bünyesinde faaliyet gösteren el-Cezire ve Fırat Komitesi, dün Gaziantep’te, SMDK Başkanı Salim el-Muslat’ın katılımıyla, İran’ın Kuzeydoğu Suriye’de (Fırat’ın doğusu) varlığının etkileri başlıklı bir çalıştay gerçekleştirdi.
Çalıştaya Suriye Geçici Hükümeti (SGH), Fırat’ın doğusundaki Yerel Meclisler, Kürt Bağlantısızlar Hareketi, İstikrarı Destekleme Komitesi, Sivil Toplum ve Demokrasi Merkezi’nden 35 temsilci ile bazı Araştırmacı, Akademisyen, Gazeteci ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren el-Cezire ve Fırat Komitesi Koordinatörü Abdulbasıt Abdullatif, komitenin oluşturulma çabalarından bahsettiği konuşmasında, “El-Cezire ve Fırat Komitesi, toprak bütünlüğü çerçevesinde yerel ve katılımcı bir yönetimle bölgede istikrarı sağlamayı ve toplumun barış içinde yaşamasını hedeflemektedir. Bunu bölge halkı ve sivil faaliyetlerle yakın iletişim kurarak ve bölgenin bütün evlatlarına demokratik adil temsiliyet çerçevesinde rol oynama imkanı tanıyarak yapmaya çabalamaktadır” dedi.
Çalıştayda söz alan Doğu Siyaset Araştırmalı Merkezi üyesi Saad el-Şari ise İran’ın Ortadoğu’ya yönelik kirli projeleri açısından Fırat Havzası’nın önemli bir yere sahip olduğundan bahsetti.
Konuşmasında, Esed rejimi ve İran’ın 2017’de Rusya’nın hava desteğiyle Deyr-i Zor’un doğusundaki el-Bu Kemal beldesini ele geçirdiğini belirten el-Şari, bu adımla birlikte İran’ın ilk kez Şii Hilali projesini tamamladığını hatırlattı.
El-Şari, İran’ın bölgedeki askeri gücü, Esed rejimi ile Rusya gibi diğer taraflarla karşılaştırılması ve bu taraflar arasındaki ilişkilere de yer verdiği konuşmasında, “İran Devrim Muhafızları (DMO) yerel bir askeri yapı oluşturmaya çalıştı. Bu yapılanmada, bölgedeki aşiretlerden de faydalandı” değerlendirmesini yaptı.
Çalıştaydaki konuşmacılar arasında yer alan Omran Araştırma Merkezi Samir el-Ahmed de, konuşmasında, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke ve Kamışli’deki alan hakimetleri, İran’ın henüz erken dönem olan 2013 yılında bölgedeki Ulusal Savunma Birlikleri ve Baas Partisi elemanlarını örgütlemesi ve bölgedeki aşiretlerle mezhepsel değişim amacıyla kurduğu ilişkileri anlattı.
Konuşmasının devamında, bölgedeki İran ve Rusya’ya bağlı kuvvetler arasında bugünlerde yaşanan mücadelelere de değinen el-Ahmed, taraflar arasında Kamışli havaalanı ve bölgedeki güvenlik birimlerinin kontrolü için bir mücadele yaşandığını ve bu mücadele sırasında bölgedeki ABD kuvvetlerinin de provoke edilerek daha önce imzalanan anlaşmaların bozulduğunu aktardı.
Öte yandan, Çalıştayda bir konuşma gerçekleştiren SMDK Siyasi Kurulu üyesi Abdulmecid Bereket ise İran’a bağlı militanlar ile ABD kuvvetleri arasında Fırat’ın doğusunda yaşanan mücadele ve iki tarafın askeri gücüne dair bir karşılaştırmada bahsetti.
Bereket, konuşmasında ayrıca, bölgedeki stratejik ve askeri boyutlar ile ABD kuvvetlerinin İran’a bağlı milislerin yayılmasını engellemek için aldığı önlemleri de değerlendirdi.
Çalıştayda konuşma yapan katılımcılar ise İran’ın bölgedeki yayılmacılığı ve kendisine bağlı yerel askeri oluşumlar kurarak kalıcı olma çabalarına temas etti.
Bölge halkının İran yayılmacılığına karşı direnişinin desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan katılımcılar, İran’a bağlı militanlara karşı koyabilecek aşiret ve kabilelerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Katılımcılar ayrıca, Birleşmiş Milletler’in (BM) de Esed rejimi ve İran’a bağlı vekil grupların Suriye’deki ihlallerine ışık tutması gerektiğini ve rejimin mülteciler tarafından geride bırakılan gayrimenkullere el koymalarını kolaylaştırmak için İranlılara vatandaşlık vermesinin üzerinde durulmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.