Suriye Devrimci ve Muhalih Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı Nura el-Emir, Doğu Guta, başkent Şam’ın bazı bölgeleri, Humus’un Vaar Mahllesi ve kuzey kırsalında Esed rejiminin sürdürdüğü ablukaya ilişkin, “Esed rejiminin, yönetimin düşmesini talep eden sivillere yönelik kimyasal silah ve varil bombalarıyla düzenlediği saldırılardan daha az tehlikeli değil” dedi.
Uluslararası toplumun Esed rejiminin suçları karşısındaki suskunluğunun bu suçlara ortak olmanın ya da Suriyelilerin kanına girmenin bir başka yolu olduğunu ifade eden Emir, “Gerekçesi olmayan bu tür olumsuz tutumlar, Suriye halkı ile uluslararası toplum arasında kalan güven bağlarının kopmasına neden olacaktır. Uluslararası toplumun, Esed rejiminin Suriye hakını bir somun ekmeğe muhtaç şekilde yaşamaya mecbur bırakması gibi ahlaksızca yaptığı siyasi şantaj karşısında sessiz kalması, rejimin sivillere yönelik kötü muamelesinden daha iyi olmayan bir insanlık suçudur” diye konuştu.
Uluslararası toplumun sorumluluğunu üstlenerek, Suriye kentlerinden ablukaının tamamen kaldırılmasını ön gören BM Güvenlik Konseyi’nin, 2139 sayılı kararı ile Esed’in onayı olmaksızın, abluka altındaki bölgelere insani yardımların sokulmasını ön gören 2165 sayılı kararı uygulamaya koymasını talep eden Emir, “Esed’in onayının alınması, uluslararası toplumun, bu yönetimin suçlarını onayladığı anlamına gelir. Mücrim Esed’in yardımların girişine izin vermesi gibi bir şey mümkün değil. Çünkü o, en basitinden abluka altındakilere karşı insanlık suçunu işleyen kişidir” ifadesini kullandı.
“Ne gariptir ki, uluslararası toplumun, ablukayı sonlandırmaya yönelik aldığı tüm kararlar kağıt üzerinde mürekkep olarak kaldı ve ulslararası irade uygulamaya geçiremedi” diyen Emir, uluslararası iradenin, alınan bir kararın diğerleriyle uyum arz etmesi ve uygulamanın önündeki engel ve ihtilafın yaptırım yoluyla ortadan kaldırılmasıyla mümkün olduğunu belirtti.
Emir, son olarak şunları söyledi:
“Suriye’de yeni aşı facialarının yaşanması uzak değil. Ancak söz konusu faciada sorumluluğu olanlar sadece aşı programında görev alanlar değil, yönetimin düşmesini talep eden sivillere yönelik Esed rejimi tarafından uygulanan abluka ile uluslararası toplumun daha önce eşi görülmemiş sessizliği ve BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarını uygulamadaki yavaşlığıdır.”