Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı Dima Musa, Arap ülkelerinin Esed rejimi ile ilişkilerini normalleştirmesinin başta İran olmak üzere rejimin müttefiklerinin işine yaradığını söyledi. Arap ülkelerinin bugün bölgeden kovmak için rejim ile normalleşmeye gittiği İran’ın, bu ülkelerin Suriye halkına yeterli desteği vermemesinden dolayı bölgede etkin olduğunu dile getirdi.
Konuya ilişkin bugün bir özel açıklama yapan Dima Musa, şunları söyledi;
“Arap ülkelerinin insani ve ahlaki gerekçelerle Suriye halkının yanında olmasını isterdik. Özellikle de Arap Birliği’nin 2011 yılında Esed rejiminin üyeliğini askıya alırken gösterdiği sebeplerin daha görünür olduğu bugünlerde.”
Açıklamasında, Esed rejiminin yöntemlerini değiştirmediğini ve katliam, sürgün ve işkence yöntemlerini sürdürdüğünü belirten Musa, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Uluslararası insan hakları örgütleri, Esed rejimine bağlı güvenlik birimlerinin rejimin tahliye anlaşmalarıyla ele geçirdiği bölgelerde, halka yönelik sindirme ve şiddet faaliyetlerine yeniden başladığını ifade etmektedir. Son zamanlarda bu konuda yayınlanan birçok rapor, rejimin hapishanelerde çok sayıda tutukluyu infaz ettiğini ortaya koyuyor.”
Arap ülkelerinin rejimle normalleşme yoluna gitmesinin kendilerini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını vurgulayan Musa, şunları söyledi;
“Onlardan farklı bir tavır beklerdik. Şuanda bazı Arap ülkelerinin Suriye halkını koruma bahanesiyle Esed rejimi ile diplomatik normalleşme çabası içine girdiğini görüyoruz. Halbuki herkes, Esed rejiminin Suriye halkının yarısından fazlasını tehcir ettiğini ve bir milyona yakın insanı öldürdüğünü biliyor. Ayrıca, rejim tarafından tehcir edilen bu insanların Esed rejimi iktidarda kaldıkça dönecek yerlerinin olmadığının da herkes farkında.”
Musa, Arap ülkelerinin rejimle ilişkilerini normalleştirmesinin rejimin müttefiklerine yarayacağının altını çizdiği açıklamasını, şu cümlelerle sürdürdü;
“Herhangi bir ülkenin Esed rejimi ile ilişkilerini normalleştirmesi, başta İran olmak üzere rejimin müttefiklerine yaramaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Bu durum sadece İran’ın bölgedeki etkinliğini artırmasının değil Esed rejiminin İran’ın desteğiyle sürdürdüğü zulüm politikasının da önünü açacak ve rejimin iktidarda kalması için meşruiyet bulmasına sebep olacaktır. Son yıllarda söz konusu ülkelerin Suriye halkına olan desteğinin azalması rejim, müttefikleri ve terör örgütlerini güçlendirmiştir.”
SMDK Başkan Yardımcısı, gelinen aşamada, uluslararası toplum ve Arap ülkelerinin Suriye halkını yalnız bırakmasından dolayı rejimin iki destekçisi İran ve Rusya’nın müzakerelere garantör olacak duruma geldiğinin görüldüğüne işaret eden Musa, “Bu politikalar, Cenevre’deki siyasi çözüm sürecinde ilerleme kaydedilememesine sebep oldu. Arap ülkelerinin bu adımı Esed rejimi ve müttefiklerine siyasi sürece katılmama konusunda daha fazla cesaret verecektir” şeklinde konuştu.
Musa, Suriye muhalefetinin Suriye halkının özgürlük ve onur taleplerinin arkasında durmaya devam edeceğini vurguladığı açıklamasında, sözlerini “Suriye’de çözümün tek yolu BMGK tarafından alınan 2254 sayılı karar ve Cenevre bildirgesi çerçevesinde bir siyasi süreçle olur” şeklinde sonlandırdı.