Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Suriye’de hala imha edilmemiş kimyasal silah üretim tesisi olduğunu söyledi.
Ki-moon’un açıklamasının Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPWC) tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan raporundan sonra gelmesi ise dikkati çekti. Ahmet Üzümcü’nün başkanlığından ‘’Durum Tespit Misyonu’’ tarafından hazırlanan Raporda ‘’Suriye’de alınan kan örneklerinde sarin ya da sarin benzeri bir gazın izlerine rastlandığı’’ kaydedilmişti.
Öte yandan OPCW Başkanı tarafından hazırlanan ve Ban Ki-moon tarafından BM’da okunan raporda, şuana kadar 12 kimyasal silah üretim tesisinin imha edildiği, diğerlerinin ise güvenlik gerekçesiyle bekletildiği ifade edildi.
OPCW sözcüsü de Suriye’de kendilerine açıklanan tüm kimyasal silahların yüzde yüzünün ABD’nin Teksas eyaletinde imha edildiğini duyurdu.
Tüm bu gelişmelerle birlikte BM ve örgüt Esed rejiminin saldırılarında sarin gazı gibi kimyasalları kullanmayı sürdürdüğüne ilişkin mülahazalara yer verdi. Esed rejimi 22 aralıkta Muaddamiye’ye düzenlediği saldırılarda da zehirli gaz kullanmış, saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 kişi yaşamını yitirmiş 30 kişi de yaralanmıştı.
BM’nin kimyasal silah kullanımından sorumlu olanların yargı önüne çıkartılması için ortak tahkikat heyeti oluşturulmasına yeşil ışık yakan 2235 sayılı kararının arından Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Halid Hoca, Suriye’de kimyasal silah kullananların yargı önüne çıkartılması yönündeki bütün çabaları takdirle karşıladıklarını açıklamıştı.
Hoca, 2118 sayılı karar mucibince; BM’nin, BM Sözleşmesinin 7. Maddesi gereğince Esed rejimine karşı daha net adımlar atması gerektiğini kaydederek, dar alanda kimyasal silah kullanılmasının korkuya neden olduğunu, kararda belirtilen ilkelerin tam olarak gerçekleşmediğini belirtmişti.
Esed rejiminin katliamlarından sivilleri korumanın uluslararası bir sorumluluk olduğunu ifade eden Hoca, son alınan kararların Suriye’de yaşanan bu gayrı insani dönemi geride bırakmak için bir umut olabileceğini dile getirdi. BM’in siyasi çözüm için gösterdiği çabaya tekrar güven duyulması yönünde bir irade varsa bunun önemli katkı sunabileceğini kaydetmişti.