Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Mülteci İşleri Topluluğu Koordinatörü Ahmed Bakkora, Suriye’nin kuzeyindeki özgürleştirilmiş bölgelerde yaşayan özel gereksinimli ve engelli bireylerin topluma entegrasyonunun ahlaki bir görev olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin olarak resmi twitter hesabı aracılığıyla bir açıklama yayımlayan Bakkora, “Kuzey Suriye’deki özel gereksinimli bireylerin topluma entegrasyonu, sadece bir ahlaki yükümlülük değil, aynı zamanda tüm bireylerin insan değerinin tanındığı ve potansiyellerinin tam olarak kullanıldığı bütünleşik ve kapsayıcı bir toplum inşa etmek için acil bir gerekliliktir. Bu entegrasyon, eğitim ve mesleki eğitimden istihdam ve sosyal katılıma kadar hayatın çeşitli yönlerini kapsayan ekonomik ve sosyal boyutları içerir” ifadelerini kullandı.
Özel gereksinimli bireylerin iş gücü piyasasında etkin bir şekilde yer alabilmeleri için gerekli becerileri kazanmalarını sağlayacak özel eğitim ve eğitim programlarının geliştirilmesine odaklanalması gerektiğini belirten Bakkora, “Uygun bir çalışma ortamı sağlamak, özel ve kamu kurumlarını yeteneklere dayalı adil ve kapsayıcı işe alım uygulamalarını benimsemeye teşvik eder. Kuzey Suriye’deki savaş mağdurları, bu denklemin önemli bir parçasını oluşturur ve fedakarlıklarına saygı gösterilerek sosyal ve ekonomik olarak yeniden entegre edilmelerini sağlayacak şekilde özel ihtiyaçlarının dikkate alınması gerekir” cümlelerine yer verdi.
Bakkora, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Özel gereksinimli bireylerin karşılaştığı engellerin ve zorlukların kaldırılması, çeşitliliğe saygı duyan daha hoşgörülü bir toplumun inşası için önemli bir adımdır. Bu, negatif stereotipleri değiştirmek ve farkındalığı artırmak için devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve sivil toplumun ortak çabasını gerektirir. Hep birlikte çalışarak, her bireyin topluma katkılarına göre değerlendirildiği ve kabul edildiği eşitlik ve kapsayıcılıkla karakterize bir gelecek inşa edebiliriz. Kuzey Suriye’deki özel gereksinimli bireylerin entegrasyonu, her bireyin değerli olduğunun ve ekonomik büyüme ile sosyal gelişime tam olarak katkıda bulunma fırsatına sahip olduğunun garantilenmesini gerektiren, tüm toplumun ortak sorumluluğudur ve bu, toplumun tüm kesimlerinden taahhüt ve işbirliği gerektirir.”