Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Siyasi Kurulu üyesi ve Stratejik İstişareler Ofisi Koordinatörü Ahmed Ramazan, Suriye devriminin ülkede demokrasi, adalet ve eşitlik temelli bir aşama inşa ettiğini söyledi. “Esed yönetimi, bütün medeniyet ilkeleri ile çelişmekte, gelişme ve ilerleme yollarını engellemektedir” dedi.
Ramazan, “Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği” tarafından, bugün, Gaziantep’te düzenlenen Dünya Demokrasi Günü çalıştayına katıldı. Çalıştayda, Suriye Geçici Hükümeti (SGH) bakanlarından Muhammed Yasin Neccar ve Siyaset Araştırmacısı Dr. Saad Vefai de yer aldı.
“Demokrasi: Zaruret mi? Talep mi?” başlıklı bir konuşma gerçekleştiren Ramazan, şunları söyledi;
“Suriye devriminin esas hedefi, diktatör rejimden kurtuluş, fikri ve yöntemsel olarak istibdada son vererek, farklılığa saygı duyan, ortak yaşamıönemseyen ve Suriye halkına kendisini yönetecek kişileri seçme imkanı tanıyacak bir anayasanın oluşturulacağı yeni bir aşama inşa etmektir. Devrimin hedefi, güvenlik hegemonyasından ve yolsuzluktan uzak iktidarın barışçıl bir şekilde el değiştirdiği bir düzendir.”
Konuşmasında, Suriye’de 2011 yılında başlayan devrim öncesi sosyal hareketin ve siyasi güçlerin, Esed rejiminin şiddet mekanizmalarına karşı mücadele sürecini anlatan Ramazan, “O dönem en büyük zorluk, siyasi partilerin toplumsal özgürlükler üzerine kurulu demokratik bir vizyon sunmak, Suriye halkının tüm kesimlerinin kendilerini ifade etmeleri için siyasal katılımlarını sağlamak ve özgürlük, adalet ve eşit yurttaşlık ilkelerini öne çıkarmaktı” ifadelerini kullandı.
Suriye devriminin özgür seçimler için uygun ortam olmamasına rağmen demokrasi ve iktidar değişimine dayalı bir örnekliği kısmen inşa edebildiğine değinen Ramazan, “Demokratik farkındalığın yükselmesi ve ülkemizin yeniden diktatörlüğe teslim olmasına izin vermeden bunu bir toplumsal farkındalık haline getirmemiz oldukça önemli” şeklinde konuştu.
Çalıştayda bir konuşma yapan SGH Bakanı Muhammed Yasin Neccar ise Birleşmiş Milletler’in (BM) kurumlarında demokrasi konusuna özel bir öncelik verdiğine, çalışmalarında demokratik ilkeleri teşvik etmeyi esas kabul ettiğine ve devletler ile kurumları insan hakları temelinde bu ülkeleri uymaya teşvik ettiğine dikkat çekti.
Neccar, konuşmasında ayrıca, Suriye’de kurulacak yeni rejimin demokrasi temelli olması ve siyasi partiler ile sivil toplumun birey ve toplumu inşa ederek, demokrasi, çoğulculuk ve temel özgürlüklere dayalı gerçek bir devlet kuracak bir sisteme katılması gerektiğini ifade etti.
Siyaset Araştırmacısı Dr. Saad Vefai ise çalıştayda gerçekleştirdiği konuşmasında, bazı kişilerin demokrasiye karşı olmasının sebebinin demokratik ilkelerin toplumsal ve bireysel ilişkileri düzenleyen ilkeler olması ve nitelikleri öne çıkarması ile çeşitli şekillerde demokrasiye dayalı olan batılı liberal rejimler arasındaki ilişkiyi yanlış anlamalarından kaynaklandığını söyledi.
Vefai, Suriye’nin demokrasiye geçiş için uzun bir savaş vermek zorunda kaldığı bugünlerde, demokratik yapılardan ve diğer halkların bu anlamdaki tecrübelerinden faydalanılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Öte yandan, dinleyiciler de sordukları sorularla çalıştaya katılım sağladı. Soruların büyük çoğunluğu Suriyelilerin dünyaya insan hakları ve uluslararası insani ilkelere uyarak, demokratik ve çoğulcu bir mesajı nasıl verebileceği etrafında oldu.