Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Hadi el-Bahra, Gaziantep Üniversitesi tarafından Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin’de düzenlenen “Esed rejimi hapishanelerindeki tutuklu ve kayıp kurbanlar” başlıklı konferansta bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasında, tutuklu ve kayıplar meselesinin tüm Suriyelileri ilgilendiren ulusal bir mesele olduğunu vurgulayan el-Bahra, “Bu herhangi bir aile, fikir ya da siyasi grubun değil, adalete ve insan onuruna inanan her Suriyelinin davasıdır” dedi.Esed rejiminin kendisine itiraz eden herkesi hapishanelere doldurarak işkencelerden geçirdiğini ve rejime ait hapishanelerin “İnsan Mezbahanesi” olarak tanımlandığını belirten el-Bahra, “Rejim, hak arayanlara karşı şiddet, kısıtlama ve suç işleme konusunda uzmandır. Suriye’de, siyasi tutuklamalar 2011’de başlamadı aksine rejim Suriye’de yarım asır önce iktidarı ele geçirmesinden beri bu yöntemleri sürdürüyor” diye konuştu.
Konuşmasında, Esed rejiminin Suriyelileri kendi ülkeleri üzerine söz söylemekten alıkoymak için insanları ortadan kaybetme uygulamalarını ana strateji olarak belirlediğini dile getiren el-Bahra, Kuveyk Nehri katliamı, Sezar Belgeleri ve Tedamun’daki hendeklerin rejimin vahşetinin göstergeleri olduğunu kaydetti.
El-Bahra, Birleşmiş Milletler’in (BM) geçtiğimiz yıl Suriye’deki kayıp ve tutukluların akıbetini belirleyecek bir komite kurulduğunu ilan etmesine rağmen uluslararası toplumun bu konuda yetersiz kaldığını ifade ettiği konuşmasında, Suriyeli devrimci ve muhalif güçlerin bu konudaki çalışmalarının da uluslararası toplumun ilgisizliği nedeniyle sonuçsuz kaldığını vurguladı.
Konuşmasında, tutukluların serbest bırakılması ve kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması yönündeki taleplerin temel ve kalıcı talepler olduğuna işaret eden el-Bahra, “SMDK olarak, yaptığımız bütün diplomatik görüşmelerde bu meseleyi öncelik olarak belirledik. Tutuklular meselesi insani ve hukuki bir mesele olarak asla müzakere konusu edilemez. Rejimin bu konuyu siyasi bir provokasyon kozu olarak kullanması kabul edilemez” diyerek uluslararası toplumu tutukluların serbest bırakılması ve rejimin bu nedenle Avrupa Birliği (AB) mahkemeleri başta olmak üzere uluslararası mahkemelerde yargılanması için harekete geçmeye davet etti.
El-Bahra, konuşmasında son olarak, Suriye’deki tutukluların yaşadığı mağduriyetlerin herkese onların yolunda kendilerini feda ettiği adalet üzerine inşa edilmiş, insan haklarına ve onuruna saygılı ve kanun üstünlüğüne dayalı bir demokratik devlet hedefi için çalışma sorumluluğu yüklediğini sözlerine ekledi.