Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Siyasi Kurulu, olağan toplantısını dün (Perşembe) gerçekleştirdi. Toplantıda, Suriye’ye ilişkin son siyasi ve askeri gelişmeler ele alınırken, SMDK’ya bağlı ofis, daire ve komiteler faaliyet raporlarını sundu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan SMDK Başkanı Hadi el-Bahra, ABD’nin New York kenti ile Belçika’nın başkenti Brüksel’e gerçekleştirdiği ziyaret ve bu ziyaret kapsamında uluslararası temsilcilerle Suriye’ye ilişkin 2254 sayılı BMGK kararı çerçevesindeki siyasi çözüm süreci hakkında yaptığı görüşmelere dair bilgi verdi.
Çeşitli ülkelerdeki Suriyeli mültecilerin durumunun da ele alındığı toplantıda, Lübnan’daki Suriyeli mültecilere yönelik sürdürülen kampanya ve mültecilerin Esed rejimine teslim edilme riski değerlendirildi.
SMDK Başkan Yardımcısı Abdulhakim Beşşar ise 26 Mayıs’ta Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) başkenti Erbil yakınlarında bulunan ve Suriyeli mültecilerin kaldığı Dara Şukran Kampı’nda çeşitli kesimlerden 300 mültecinin katıldığı programa katılımına ilişkin bilgi verdi. Beşşar, konuşmasında, kamptaki programda Suriye’ye ilişkin 2254 sayılı BMGK kararı çerçevesindeki siyasi çözüm sürecinin yanı sıra, Esed rejiminin çözümden kaçınmasının ele alındığını belirterek, “Esed rejimi, Suriye’nin egemenliğini ve birliğini koruma gücüne sahip değildir. Rejim, ciddi bir ekonomik başarısızlık içindedir ve ekonominin düzelmesine dair işaret yoktur” dedi. Beşşar, programda ayrıca, SMDK’nın özgürleştirilmiş bölgelerdeki projelerine dair de bilgi verdiğini aktardı.
Toplantıda daha sonra özgürleştirilmiş bölgelerdeki son gelişmeler ve ayrılıkçı örgütlerin Suriye’nin kuzeydoğusunda belediye seçimleri düzenleyerek bölücülüğe “seçim” kılıfı giydirme girişimleri de tartışıldı. Üyeler, önceliğin Suriye’nin birliğine verilerek bölücü projelere karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtirken herhangi bir ayasanın ya da seçimlerin Suriye halkının tamamının katılımıyla meşru olabileceğinin altını çizdi.
Toplantıda ayrıca, uluslararası toplumun Suriye’de erken iyileşme fonu kurma adımı da konuşulurken bu fonun Esed rejimi tarafından uluslararası yaptırımları etkisizleştirme vesilesi haline getirilmemesinin ve Suriye’ye giden insani yardımların Esed rejiminden uzakta adil bir şekilde dağıtılmasının önemine dikkat çekildi.