Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Mülteci İşleri Topluluğu, dün, İstanbul’daki SMDK binasında, “Lübnan’daki Suriyeliler: Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı bir çalıştay düzenledi.
SMDK Başkan Yardımcısı Dima Musa’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştaya, Lübnanlı avukatlardan Muhammed Sabluh ve Nebil Halebi’nin yanı sıra araştırmacı, gazeteciler ve insan hakları alanında çalışan aktivistler katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını, internet aracılığıyla bağlanan Lübnanlı avukat Nebil el-Halebi, Lübnan’daki siyasi partiler arası çekişmeler, siyasi kriz ve İran nüfusunun giderek artmasının Suriyeli mültecilerin yaşadığı zorlukların büyümesine doğrudan etki yaptığını söyledi.
Konuşmasında, Lübnan’da tutuklanan çok sayıda Suriyeliye DEAŞ terör örgütüyle bağlantılı olma ithamı yöneltildiğine ancak gerçekte bu kişilerin herhangi bir terör örgütüyle alakası olmayan siyasi tutuklular olduğuna değinen el-Halebi, bu kişilerin 2017 yılında DEAŞ ile Hizbullah arasında yapılan ve “Klima Otobüsleri” olarak bilinen anlaşma kapsamında Suriye’nin doğusundaki Deyr-i Zor kentine nakledildiklerini ifade etti.
El-Halebi, Lübnan’daki insan hakları kuruluşlarının Birleşmiş Milletler’e (BM) Suriyelilerin yasa dışı gerekçelerle tutulduğu Rumiyye Hapishanesi’ndeki duruma ilişkin raporlar gönderdiğini belirttiği konuşmasında, Lübnan’daki Suriyeli tutuklular meselesinin yeniden gözden geçirilmesi için uluslararası bir komite kurulması gerektiğini kaydetti.
Çalıştayda bir konuşma yapan SMDK Mülteci İşleri Topluluğu Koordinatörü Ahmed Bakkora, Lübnan’daki Suriyelilerin tutuklanma, zorla geri gönderilme ve kaçırılma gibi zorlu şartlara maruz bırakıldığına dikkat çekerek, Suriyelilerin siyasi tarafsızlığını sağlamak için Lübnan’daki bütün siyasi taraflarla iletişim kurduklarını dile getirdi.
Bakkora, civar ülkelerdeki Suriyeli mültecilerin uluslararası kanunlarca ön görülen haklarından mahrum bırakıldığına işaret ettiği konuşmasında, mültecilerin aynı zamanda çeşitli ihlallere de maruz kaldığını aktardı.
Çalıştayda daha sonra Lübnanlı Avukat Muhammed Sabluh söz aldı. Sabluh, Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin durumunu anlattığı konuşmasında, mültecilerin Lübnan tarihindeki en büyük ırkçı kampanyayla karşı karşıya olduğunu ve özellikle Lübnan hükümetinin onları uluslararası destek elde etmek için bir provokasyon kozu olarak kullandığını ifade etti.
Konuşmasında, Lübnan genelinde mültecilere yönelik bir cadı avı yürütüldüğünü ve Lübnan ordusunun onlarca mülteciyi yakalayarak zorla Esed rejimi kontrolündeki bölgelere gönderdiğini anlatan Sabluh, Lübnan’ın kuzeyindeki Trablus’ta, 16 yaşında bir çocuğun evinden çıktığı esnada “Ebeveyni Suriye’de yaşıyor” bahanesiyle gözaltına alarak Suriye’ye geri gönderdiğini ancak çocuğun ebeveyninin Suriye’de değil Lübnan’da olduğunun tespit edildiğini kaydetti.
Sabluh, mültecilere yönelik bu kampanyalara karşı uluslararası anlaşmaların tatbik edilmesi ilkesiyle mücadele edilmesi gerektiğini belirttiği konuşmasında, Lübnan’ın da bu anlaşmaların tarafı olduğunu hatırlatarak bu konuda Lübnan yargısından faydalanılması gerektiğinin altını çizdi.
Çalıştayda, mülteciler meselesine öncelik verilmesinin önemine vurgu yapan katılımcılar ise mültecilerin desteklenmesi için çeşitli tavsiyelerde bulundu.
Lübnan hükümeti ve ordusuna baskı kurulması için onlara finans sağlayan uluslararası taraflarla iletişim kurulmasının önemine dikkat çeken katılımcılar, bu kapsamda mültecilere yönelik şiddet ve ihlallerin sonlandırılması için gerekli adımların atılmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Çalıştayın sonunda, SMDK Başkan Yardımcısı Dima Musa ve Ahmed Bakkora, Lübnanlı Avukat Muhammed Sabluh’a, Suriyeli mültecilerin haklarının korunması için yaptığı çalışmalardan dolayı bir tebrik plaketi takdim etti.