Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Hâdi el-Bahra, dün ve önceki gün gerçekleştirilen 72. Genel Kurul toplantısında, üyelere Suriye’ye ilişkin son siyasi ve askeri gelişmelerin yanı sıra çeşitli ülkelerdeki Suriyeli mültecilerin durumu ve son olaylardan sonra mülteciler için sunulacak çözümlere ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.
Konuşmasında yerel, bölgesel ve uluslararası gelişmelerin Suriye meselesine önemli etkileri olduğunu belirterek uluslararası ve bölgeler güçlerin son dönemde Suriye’ye ilişkin açıklamalarına değinen el-Bahra, “Bölgede İran’a olan yaklaşımlarda ciddi bir değişim görüyoruz. Çeşitli ülkelerin liderlerinden İran’a ilişkin olarak yapılan açıklamalar, İran’ın Suriye’den tırnaklarının sökülmesinin ardından bırakacağı boşluğu doldurmaya yönelik stratejik değil taktiksel açıklamalardı” dedi.
SMDK’nın Suriye halkının taleplerini temsil etmekten ibaret sınırlı bir görevi olduğuna vurgu yapan el-Bahra, SMDK üyelerinin Suriye’de seçimlere uygun bir ortam olmaması nedeniyle seçilmiş kişiler olmadığını belirterek “SMDK, meşruiyetini Suriye halkının adalet, özgürlük ve demokrasi talepleri ve Suriye devriminin ilkelerine olan bağlılığından almaktadır. Bu da siyasi çözüm aracılığıyla Esed rejiminin istibdadının sonlanmasıdır. SMDK bu ilkelerden koptuğu anda meşruiyetini yitirecektir” diye konuştu.
Konuşmasında, Suriye’de mültecilerin geri dönmesine uygun bir ortam oluşturulması ve kalıcı barışın sağlanmasının tek yolunun 2254 ve 2118 sayılı BMGK kararları çerçevesindeki siyasi çözüm süreci olduğuna dikkat çeken el-Bahra, Suriye’nin güneyindeki Dera’da Esed rejiminin çeşitli ülkelerin desteğiyle yeniden hakimiyet kurduğu örneklerde, güvenlik ve istikrarın olamayacağını ve uluslararası güçlerin bunu görmesi gerektiğini kaydetti.
El-Bahra, Suriye’de yeni çatışmaları ve çıkarlarının tehlikeye girmesini istemeyen ülkelerin 2254 sayılı BMGK kararının uygulanması için çabalaması gerektiğine vurgu yaptığı konuşmasında, kalıcı barış ve istikrarın ancak böyle sağlanabileceğini ifade ederek bütün somut göstergelerin aksini göstermesine rağmen çeşitli ülkelerin Suriye’nin artık gönüllü geri dönüş için güvenli olduğu yönünde yaptıkları açıklamaları garipsediğinin altını çizdi.
El-Bahra, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Halkımıza aynı gemide olduğumuzu ve bu geminin özgürlük, adalet ve demokrasi hedefimize batmadan ulaşması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Suriye’de kalıcı barış için adaletin sağlanması gerekiyor. Bu da ancak tutukluların serbest bırakılması, savaş suçlularından hesap sorulması ve halkımızın uğradığı zararların tazminiyle olabilir. Hiç kimsenin bu konuda kendi tekelini kurması kabul edilemez. Bizim de devrimci kurumları oluştururken göz önüne aldığımız şey kişiler ya da dar zümreler değil geniş katılımlı ve halkın arzularını temel alan karaların birlikte alındığı bir vasattır.”Konuşmasının devamında 2014 yılında başlayan Esed rejimi ile endirekt müzakerelere de değinen el-Bahra, “Bu müzakerelere katılma konusunda birçok devrimci güç, hep tereddüt ve şüpheyle yaklaştı. Bizim bu müzakerelere katılmamızın sebebi, Suriye davasını dünyanın en önemli platformu olan BM’de canlı tutmak, ne kadar uzun sürerse sürsün mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi göstermek ve halkımızın özgürlük, adalet ve demokrasi taleplerini gerçekleştirmekti. Bazı ülkelerin güvenlik endişelerinin giderilmesi konusunda rejimin kendileriyle yardımlaşacağını ve bununda 2254 sayılı BMGK kararının uygulanmasını sağlayacağını düşünerek rejimle normalleşirken zannettiklerinin aksine rejim hiçbir zaman siyasi bir çözüm aramamakla birlikte çözümün önündeki en büyük engel olmuştur. Geldiğimiz noktada bu ülkelerinden rejimden hiçbir beklentilerini elde edemediklerini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
El-Bahra, Esed rejiminin Suriye halkının taleplerini boğma çabalarına paralel olarak bazı Avrupa ülkelerinin rejime yakınlaşarak Suriye meselesini kapatmayı düşündüğünü dile getirdiği konuşmasında, buna karşılık önde gelen bazı Avrupa ülkelerinin ise 2254 sayılı karar uygulanmaksızın çözüm olamayacağı konusundaki kanaatlerini sürdürdüğüne dikkat çekerek içinden geçilen aşamada Suriyelilerin birlik olması gerektiğini aksi uluslararası ve bölgesel arenada bütün kazanımlarını kaybedebileceğini kaydetti.
SMDK Başkanı, konuşmasında son olarak hiçbir devrimci gücün Esed rejimi ile doğrudan ya da dolaylı görüşmediğini belirterek, bu konuda hiçbir baskıya boyun eğmeyeceklerini sözlerine ekledi.