Basın Açıklaması
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)
Basın Dairesi
13 Temmuz 2017
Son Siyasi Gelişmeler ve Suriye’nin Güneyindeki Ateşkes Hakkında
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) 7 Temmuz 2017 günü Suriye’nin güneyinde ilan edilen ateşkese ilişkin değerlendirmesi şu şekildedir;
1- Başta Cenevre 1 Bildirgesi olmak üzere, uluslararası kararlar çerçevesinde işlemesi gereken Siyasi Geçiş Süreci’nin alternatifi yoktur. SMDK olarak, bu sürece ve sürecin yüklediği sorumluluklara bağlı olduğumuzu beyan ediyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) ve BM tarafından alınan kararların dışında kısmi çözümlerin işe yaramayacağını ifade ederek, Suriye halkının meşru temsilcilerinin süreç dışına itilmesini kabul etmiyoruz.
2- Suriye’deki terörün en büyük mağduru, terör rejimine karşı direnen Suriye halkıdır. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), DAEŞ ve diğer terör örgütlerine direndiği gibi terörist Esed rejimi ve rejim saflarında savaşan İran’a bağlı mezhepçi terör örgütlerine karşı da direnmiş ve bu yolda büyük bedeller ödeyerek kurbanlar vermiştir.
Suriye ve bölgede DAEŞ ve el-Kaide terör örgütlerine karşı savaşmak, fanatizm ve terörün her türlüsünü bitirmek, Suriye halkının stratejik hedeflerinden biridir. Terör örgütlerinden kurtulmak, söz konusu terör örgütlerinin ortaya çıkmasını sağlayan sebeplerden kurtulmayı gerekmektedir. Bu sebeplerin en önemlisi Suriye’deki diktatör rejimdir. Terörün bitirilmesi, diktatör rejimden kurtularak Suriye halkına hak ettiği özgürlük ve saygınlığı vermeden mümkün değildir.
3- Suriye’deki son gelişmeler, Suriye halkının dostu olarak görülen ülkelerin, siyasi çözüme ve terörist Esed rejimine yönelik yaklaşımlarını değiştirdiğini ve teröre karşı savaş gerekçesiyle rejimi iktidarda tutmaya çalıştığını ortaya koymaktadır.
4- Suriye halkına yönelik katliamları ve Suriye’deki yıkımı hedefleyen her uzlaşı olumlu bir adımdır. Ancak, bu uzlaşıların Suriye coğrafyasının tamamını kapsaması ve etkin bir gözlemle uzlaşıyı ihlal edenlerden hesap sorulmasını içermesi gerektirmektedir. Suriye kentlerine yönelik kuşatmayı kaldırarak bu bölgelere insani yardım ulaşmasını sağlaması gerekmektedir. Bütün tutukların serbest bırakılmasını sağlaması gerekmektedir. Bütün yabancı milisler Suriye’den çekilmeli, mülteciler evlerine geri dönebilmelidir. Bu adımlar, siyasi çözüm sürecinin dışında adımlar değildir, ayrılmaz bir parçasıdır.
5- Suriye’nin güneyinde imzalanan ve süreci yönetenlerin İran’ın garantör olmadığını ifade ettiği anlaşmaya dair ciddi çekincelerimiz bulunmaktadır;
- Suriye’nin güney ve kuzey bölgeleri arasında parçalanmışlığa neden olmaktadır ki; fiili olarak güney ve kuzeydeki gruplar arasında meydana gelmişti.
- BM ve Cenevre süreçleri dışında bir süreci doğurmaktadır.
- Çeşitli şekillerde ülkemizde uygulanan nüfuz alanlarını pekiştirmektedir. Suriye’nin ulusal bütünlüğünü parçalayan kabül edilemez oluşumlar meydana getirilmesine zemin hazırlamaktadır. Emri vaki dayatmasına imkan sunmaktadır.
- Biz bu anlaşmayı ya da benzerlerini Suriye’de kapsamlı bir siyasi geçiş süreci için başlangıç olarak görmüyoruz. Siyasi sürece riayet etmeleri hasebiyle ABD ve Rusya’dan uluslararası kararla çerçevesinde bir siyasi çözümü dayatmalarını, katil Esed rejimini buna zorlamalarını istiyoruz. Suriye halkın yaşadığı drama bir son verilerek Suriye’de alternatif bir düzeni netice verecek siyasi geçişin sağlanmasını talep ediyoruz. Suriyelerin tarafından yazılan modern bir anayasa temelinde bütün Suriyelerin eşit olduğu sivil ve demokratik bir siyasi düzen talep ediyoruz.
6) SMDK olarak meydana gelen herhangi bir anlaşmanın dışında bırakılmayı reddediyoruz. Terörden arındırılan bölgelerin yönetiminin dışında tutulmayı reddediyoruz, çünkü kurumlarımızla birlikte terörden arındırılmış bölgeleri yönetebiliriz. Gerekli bütün hizmetleri Suriye halkına sunabiliriz. Ülkemizin geleceğine ilişkin bütün kararla katılma zamanız gelmiştir.