Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Mülteciler Dairesi Başkanı Emel Şeyhu, Lübnan’da, Zekeriya Halil el-Taha adlı bir Suriyeli mülteci gencin öldürülmesini kınadı. Lübnan hükümetinden acilen şeffaf bir soruşturma açmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi.
Suriyeli mülteci genç Zekeriya Halil el-Taha, Lübnan’ın güneyindeki Sayda kentinde, dün sabah saatlerinde, kafasına kurşun sıkılarak öldürülmüştü.
El-Taha’nın iki katil zanlısından birinin Lübnan vatandaşı olduğu belirtilirken, Lübnan medyasına göre, Suriyeli genci öldüren iki kişi sarhoş bir şekilde el-Taha’nın çalıştığı kahvehaneye gelerek, kahve sipariş etti.
Medyada yer alan haberlerde, söz konusu kişiler ile Garson olarak çalışan el-Taha arasında, siparişin gecikmesi nedeniyle arbede yaşandığı ve ardından açılan ateş sonucu Suriyeli gencin kahvehane önünde vurularak öldürüldüğü aktarıldı.
Konuya dair bir açıklama yapan SMDK Mülteciler Dairesi Başkanı Emel Şeyhu, aralarında Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil’in de bulunduğu bazı Lübnanlı yetkililerin, Suriyeli mültecilere yönelik kullandığı nefret dilinin cinayette etkili olduğunu söyledi.
Bu söylemlerin Lübnan’da, Suriyeli mültecilere yönelik işlenen pek çok suçun da önünü açtığını belirten Şeyhu, mültecilere yönelik ırkçı söylemlerin durdurulmasını ve Birleşmiş Milletler’in (BM) mültecilere ilişkin kararlarına uyulmasını talep etti.
Şeyhu, açıklamasında, son yıllarda Lübnan’da ekonomik sorunları artıran yolsuzlukların olumsuz sonuçlarının Suriyeli mültecilere yüklenmemesi gerektiğini dile getirdi.
Lübnan hükümetinin başlıca ortaklarından biri olan Hizbullah terör örgütünün Esed rejiminin Suriyelilere karşı işlediği suçların ortağı olduğunu belirten Şeyhu, Suriyeli mültecilerin bu suçlar yüzünden ülkelerinden ayrılmak zorunda kaldığının altını çizdi.
Şeyhu, açıklamasında son olarak, Lübnan’da, Suriyeli mültecilere yönelik baskıların sistematik olduğunu ifade ederek, mültecilerin Suriye’ye dönmeye zorlanmaması uyarısında bulundu.
Öte yandan, son dönemde Lübnan’da bulunan Suriyeli mültecilere yönelik suçların arttığı görülüyor. Öldürme, tutuklama ve ticari mekanların keyfi kapatılmasına kadar uzanan bu suçların, bazı Lübnanlı yetkililerin mültecilere yönelik ırkçı söylemleriyle eş zamanlı gelişmesi dikkat çekiyor.