Yüksek Müzakere Kurulu (YMK) Başkanı Nasır el-Hariri, uluslararası Küçük Grup üyesi ülkelerden Esed rejimi ve destekçilerine Suriye’de siyasi geçiş sürecine ilişkin uluslararası kararları uygulaması için baskı kurmalarını istedi. Rejimin başta İdlib olmak üzere Suriye’nin çeşitli bölgelerinde yaptığı intikam eylemleri ve bombardımanların durdurulması gerektiğini söyledi.
Hariri başkanlığındaki YMK heyeti, dün, ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır’ın içinde bulunduğu uluslararası Küçük Grup toplantısına katıldı.
YMK Başkanı, toplantıda yaptığı konuşmada, Suriye krizinin Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde ve uluslararası 2254 sayılı karar ile Cenevre bildirgesi çerçevesinde bir siyasi çözüm ile çözülmesini istediklerini ifade etti. Askeri seçeneğin herhangi bir tarafça öne sürülmesinin sadece sivillerin hayatına ve Suriye’nin geleceğine mal olacağını vurguladı.
Toplantıda, Suriye’deki tutuklular sorununa da değinen ve bu sorunun müzakere konusu olamayacağını belirten Hariri, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Uluslararası güçlerin Suriye’ye ilişkin çabalarının inandırıcı olabilmesi için tutuklular meselesine özel bir önem verilmesi ve suçlulardan hesap sorulması ilkesi çerçevesinde bu sorunun BM gözetiminde çözülmesi gerekmektedir.”
Konuşmasında, Suriye’deki İran tehlikesinin devam ettiğine dikkat çeken Hariri, Tahran rejiminin Suriye’deki bütün devlet müesseseleri ve toplumsal yapılara sızarak kendi ajandasını uygulamaya çalıştığını kaydetti. Bununla birlikte Tahran’dan Lübnan’a uzanan hakimiyet hattını güvenceye almak için başta Şam ve çevresi olmak üzere ülkedeki bütün askeri, siyasi, toplumsal ve kültürel alanlara hegemonya kurduğunu dile getirdi.
Konuşmasının devamında, İran’ın Suriye’nin güneyinde 52’den fazla askeri nokta, güvenlik hücreleri, 8 ilim havzası ve 5 üniversite kurduğuna işaret eden Hariri, İran’a bağlı bu kurumların halkın dini inancını değiştirmek için korku yöntemleriyle propaganda gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.
Hariri, konuşmasında, Esed rejiminin Soçi uzlaşısına yönelik ihlallerine de değindi. Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) bölgede gerginliği azaltma bölgeleri oluşturma noktasında önemli bir role sahip olan Türkiye hükümeti ile ortak çalıştığını anlattı. Buna karşılık Esed rejimi ve bazı terör örgütlerinin uzlaşıyı ihlal ettiğini belirterek, “Bu ihlaller, İran’ın İdlib’e askeri operasyon düzenlemek için bahane üretmek amacıyla yaptığı kışkırtmalarla oluyor” şeklinde konuştu.
Toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ve uluslararası Küçük Grup’un gerginliği azaltma anlaşmasını koruma yönündeki çabalarının Esed rejimi ve destekçilerine önemli bir mesaj gönderdiğine işaret eden Hariri, bu mesajın “Askeri çözümün işe yaramayacağı ve eninde sonunda Suriye’nin birliğinin korunması için siyasi çözüme ihtiyaç duyulduğu” şeklinde olduğunu kaydetti.
Hariri, Esed rejiminin kontrol altında tuttuğu bölgelerde ihlallerini sürdürdüğüne işaret ettiği konuşmasında, Tam Yetkili Geçici Yönetim Kurulu yönetiminde barış ortamı sağlanmadan yeni anayasanın yapılamayacağı gibi ülkede herhangi bir seçimin de gerçekleştirilemeyeceğini vurguladı.
Konuşmasının devamında bazı ülkelerin Esed rejimi ile normalleşme çabalarına girdiğine de dikkat çeken Hariri, şunları söyledi;
“Esed rejimi ile normalleşmek, İran Devrim Muhafızları, Hizbullah terör örgütü ve Suriye’de savaş suçları işleyen İran’a bağlı terör gruplarıyla da normalleşmek anlamına gelecektir. Bununla birlikte bu normalleşme çabaları rejim ve destekçilerine zafer kazandığı hissi vererek, siyasi çözümü daha da uzaklaştırmaktadır.”
Nasır el-Hariri, Küçük Grup toplantısında yaptığı konuşmasının sonunda, uluslararası toplum ve BM’nin hala Esed rejimi tarafından yeni anayasanın önüne çıkarılan engellerin aşılması noktasında çaba sarf ettiğini belirterek, “Bu çabalar sonuç verirse belki de Suriye’de siyasi çözüm ve güvenlik ile istikrarın önünü açacaktır” şeklinde konuştu.