Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkan Yardımcısı Muhammed Kaddah Esed güçlerine bağlı savaş uçaklarının Dera kırsalına düzenlediği saldırıyı kınadı.
Bir saat içinde onlarca varil bombasının atıldığı bölgede aralarında çocuklarında bulunduğu çok sayıda sivilin şehit olduğunu ve onlarcasının yaralandığını hatırlatan Kaddah; ‘’Aktvistler ölü ve yaralıların kimlik tespitine yönelik çalışmalarını yürütüyor. Sivilleri Koruma Heyeti üyelerinin arama kurtarma ve enkaz kaldırma faaliyetleri sürüyor’’ dedi.
Uluslar arası toplumun Esed rejiminin katliamlarına kulak tıkamasının siyasi çözüm noktasında hiçbir desteği olmayacağını belirten Kaddah; ‘’ Uluslar arası toplumun bu kararsız ve şüpheci tavrı ve katliamlara sessiz kalması Esed rejiminin askeri çözüm yollarına başvurmasına yeşil ışık yakmaktır ancak Suriye halkına ölüm ve yıkımla bir çözüm dayatılamaz’’ açıklamasında bulundu.
Esed rejiminin saldırılarını kendi kontrolü dışındaki bölgelerin altyapısını yok etmeye ve o bölgelerde herhangi bir sivil kurum ve idare oluşturulmasına engel olmaya yönelik saldırılar olarak değerlendiren SMDK Başkan Yardımcısı; ‘’uluslar arası toplumdan Esed rejimini kınamasını, SMDK’nın sunduğu çalışma uyarınca Suriye’nin kuzey ve güney bölgelerinde güvenli bölge oluşturmasını, sivillerinin himayesi için Özgür Suriye Ordusuna gerekli desteği sağlamasını ve Esed’in hava saldırılarına bir son vermesini istiyoruz’’ dedi.
Kaddah sözlerini şöyle sürdürdü;
‘’Rusya’nın siyasi çözüm iddiasıyla gelecek ay Moskova’da düzenlenmesi beklenen kongre öncesinde muhalif taraf ve Esed rejimiyle görüşme yürütmesi, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura Esed rejimini kınama cesareti bile göstermeden Halep’te savaşın dondurulması için çalışmalarda bulunması, koalisyonun ise bölgedeki en büyük tehdit olarak IŞİD’i görerek saldırılarını sadece bu terör örgütü ile sınırlandırması tüm bunlar eşliğinde Esed rejiminin savaş uçaklarıyla, toplarla, füzelerle rastgele Suriye’nin tüm bölgelerinde saldırılarını artırması söz konusuyken üstüne üstelik bir de bunlara uluslar arası toplumun halkın demokrasi talebine karşı aciz kalması eklenmiştir. Tüm ülkelerdeki sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütü aktivistlerine Suriye halkının demokrasi talebine yanıt verin çağrısını yineliyoruz’’
SMDK Başkan Yardımcısı Kaddah, koalisyon ve diğer muhalif gruplar arasında Kahire’de yapılan görüşmeye ilişkin önceki gün yaptığı açıklamada ise, görüşmenin prensip noktasında ortaya atılan fikirleri kapsadığını dolayısıyla SMDK’nın genel ve siyasi komisyon üyelerinin onayının ardından ortaya atılan fikirlere itimat edilebileceğini söylemişti.
Kahire görüşmelerini SMDK Basın Ofisine değerlendiren Kaddah;
”Muhalif güçlerin tümünü kapsayan bir diyalogun başlatılması Kahire’nin kendi girişimi değildir. Bilakis bu yüz binlerce Suriyeliyi katletmiş Esed rejiminin düşürülmesi adına muhalif safların birleştirilmesi yönünde SMDK’nın yaklaşık 2 ay önce aldığı bir karardır. Devrimin sesini kimi zaman yok etmeye kimi zaman da saptırmaya çalışan Esed rejimi dışarıdan ithal ettiği terörist milislerle ülkeyi adeta teröre verimli bir yere dönüştürmüştür.’’ demişti.
Ulusal Koordinasyon Heyeti’nin de hazır bulunduğu Kahire’deki görüşmede 6 temel nokta üzerine fikir alışverişinde bulunulduğunu belirten Kaddah;
‘’Suriye’de siyasi çözümünün temeli BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye hakkında aldığı karar ve Cenevre 1 beyanına istinaden gerçekleşebileceği bir kaz daha gündeme gelmiştir. Muhalif taraflar Esed rejimi ile yürütülecek barış görüşmelerinde Cenevre 1 beyanının esas alınacağında hem fikir. Barış görüşmelerinin başarıya ulaşması Suriye halkının isteklerini yerine getirecek bölgesel ve uluslararası onayın önemine değinildi’’ açıklamasında bulunmuştu.
Toplantıda 2. Cenevre barış konferansı metninin de dikkate alınacağı SMDK heyetinin Suriyeliler kurtuluşu için 9 Şubat 2014’te sunduğu yol haritasının muhalif gruplarca kabul edildiği bir kez daha hatırlatılmıştı.
Her iki vesikadan yola çıkılarak tüm demokratik muhalif grupların bir araya gelmesinin gerekliliğine vurgu yapılan toplantıda 30 Haziran 2012’de açıklanan Cenevre beyanının uygulamaya geçebilmesi için muhaliflerin ortak bir siyasi beyan oluşturulması gündeme geldi. Bu beyanın gelecekteki tüm barış görüşmeleri için temel olması istendiği belirtilmişti.
Suriyeli ulusal demokrasi yanlısı muhalifler arasında bir istişare toplantısının yapılması fikrinin benimsendiği toplantıda istişare görüşmelerinde muhaliflerin siyasi eğilimi ve bu eğilimlerin gerçekleşebilmesi için gerekli imkanların sağlanacağı belirtildi. Ayrıca bu toplantıların ulusal bir kongrenin hazırlığı niteliğinde olacağı ifade edilmişti.
Ülkedeki kaos ve terörün bitirilerek çoğulcu ve demokratik bir düzene geçebilmenin ancak despot düzeni yıkarak, siyasi sistemde köklü ve kapsamlı bir değişimle yapılabileceğini söyleyen Kaddah; ‘’ Şayet sivil, demokratik ve teröre karşı mücadelede azimli bir devletin inşası için alınmış Cenevre görüşmeleri göz önünde tutulmazsa askeri operasyonlar terör ve aşırılıklarla mücadelede her zaman yetersiz kalacaktır’’ demişti.
Halkın çıkarının mümkün olan en hızlı sürede akan kanın ve süren yıkımların durdurulması olduğuna dikkati çeken Kaddah, ‘’toplantıda SMDK ve Koordinasyon Heyeti arasında tam bir ortaklık kurularak muhalif grupların yukarıda zikredilen şartlar kapsamında katılımını garanti altına alınması gerektiği ifade edildi’’ şeklinde konuşmuştu.
Kaddah; ‘’Toplantıda, ortaya çıkacak sözleşme üzerine SMDK ve Koordinasyon Heyeti arasında görüşmelerin yürütülmesini sağlayacak bir komisyonun oluşturulması diğer muhalif grup, örgüt, taraf ve partilerle koordineli çalışılması gündeme geldi’’ demişti.
SMDK Başkan Yardımcısı Kaddah son olarak; ”Moskova diyalog kongrelerinin yapılması için uygun bir mekan olamaz. Üstüne üstelik Rusya devrimin başlangıcından bu yana halkı katleden Esed rejiminin siyasi ortağıdır. Dolayısıyla bunun gibi kongreler Suriyelilerin kanına girmemiş tarafsız ülkelerde yapılmalı’’ açıklamasında bulunmuştu.
