Yüksek Müzakere Kurulu (YMK) Cenevre Müzakere Heyeti Başkanı Nasır el-Hariri, Londra’da yayın yapan el-Şark el-Awsat gazatesine verdiği röportajda, Suriye muhalefetinin, Rusya’nın Cenevre 1 Beyanı ve uluslararası 2254 ile 2218 kararları çerçevesinde bir siyasi çözüme kanaat getirdiğine dair bilgi edindiğini söyledi. İran’ın ise her hangi bir anlaşmada taraf olmasının kabul edilmeyeceğini vurguladı.
El-Hariri, gazeteye verdiği röportajda, Esed rejiminin Cenevre müzakerelerinde ciddi olmadığına dikkati çekerek, “Esed rejimi, küresel ve bölgesel güçlerin zorlamasıyla Cenevre’ye katılıyor. Rejim şuana kadar üzerine düşen hiçbirşeyi yapmadı” dedi.
Suriye’de rejim kontrolündeymiş gibi gözüken bölgelerde asıl kontrolü sağlayan tarafın İran’a bağlı mezhepçi militanlar olduğunu Esed rejiminin ise ne devlet müesseseleri ne de bir orduya artık sahip olmadığını belirten el-Hariri, İran’ın Esed rejiminin katliam ve yıkımda ortağı olduğunu savundu. “İran, Suriye’de sorunun bir parçası bu haliyle çözümün bir parçası olamaz” ifadelerini kullandı. İran’ın Suriye’de uyguladığı mezhepçi politikasıyla Suriye halkının farklı unsurlarını birbirlerinden ayırmayı hedeflediğini söyledi.
El-Hariri, DAEŞ terör örgütünün Esed rejimi ve İran ile bağlantılı olduğunu ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) DAEŞ’e karşı savaşmasının rejimin işine gelmediğini dile getirdiği röportajında, ÖSO kuvvetlerinin, DAEŞ terör örgütüne karşı sürdürdüğü mücadelenin önemli olduğunu vurgulayarak, “ÖSO’nun DAEŞ’e karşı kazandığı her başarı, Esed rejiminin Suriye’de teröre karşı savaşan tek taraf olduğu iddiasını boşa çıkarıyor” şeklinde konuştu.
Röportajda, ABD tarafından desteklenen Demokratik Suriye Güçleri’nin (SDG) durumuna da değinen el-Hariri, “SDG bize göre DAEŞ’ten hiçbir farkı olmayan bir terör örgütüdür. Bu örgüt, Suriye’de birçok savaş suçu işledi. İnsanları evlerinden zorla çıkararak mallarını yağmaladı. İnsanları işkencelerle öldürdü” cümlelerini kullandı.
El-Hariri, röportajında, son olarak, uluslararası topluma Suriye halkı tarafından kabul gören Suriye’nin ulusal kurtuluş güçlerine destek vermesi çağrısı yaparak, SDG’nin Suriye’de istikrarı ve sürekli bir siyasi çözüm için uygun ortamı sağlayamayacağının yanısıra, Suriye halkının isteklerine de uygun olmadığını, SDG’nin ulusal bir ajandaya değil PKK’nın ajandasına göre hareket ettiğini sözlerine ekledi.