Suriyeli Amerikan Tıp Derneği (SAMS) ‘’Yavaş Ölüm’’ başlığıyla yayımladığı raporunda Suriye’deki iç savaştan kuşatma altında yaşayanların sayısının 640 binden fazla olduğunu ifade ederek bu rakamın BM’nin tahmininden üç kat fazla olduğuna dikkati çekti
Raporda, Suriye rejiminin açlık, susuzluk ve tıbbi bakım eksikliğinin neden olduğu kuşatma taktiklerinin büyük bölümünden sorumlu olduğu belirtildi ve bazı ablukaların 2012 yılından bu yana sürdüğüne işaret edildi.
53 sayfadan oluşan raporda, kuşatma altında ölen 560 kişinin listesine yer verilerek ölenlerden 345 kişinin fotoğrafı raporda yer aldı. Fotoğraflarda aşırı zayıf çocukların bulunduğuna dikkati çekildi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-ki Moon’un ‘’2015 yılı Şubat ayına kadar 11 ayrı bölgede 212 bin kişinin abluka altında yaşadığını’’ belirttiğine dikkati çekilen raporda, BM rakamlarının Suriye’de süren ablukanın uluslararası toplumun algısı üzerinden ciddi rolü olduğu belirtilerek bu konudaki karmaşaya bir açıklık getirilmesi talep edildi.
SAMS’ın raporunda ayrıca, BM’nin tanıdığı 11 bölgenin yanı sıra 38 yerde daha halkın kuşatma altında tutulduğunu belirterek BM’den bu bölgeleri de kuşatma altında olarak değerlendirmesi gerektiği belirtildi.
Yerel bölgelerde sağlanan ateşkeslerin uluslararası toplum tarafından gözetim altında tutulması talep edilen raporda; ‘’BMGK üyeleri Suriye’de bölgelerin abluka altında tutularak işlenen savaş suçlarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıma yönünde çaba harcamalı’’ denildi.
Suriye’de Fransa dahil BM’nin 5 daimi üyesinin reform talebine ek olarak toplu katliam hallerinde BMGK’da veto hakkının engellenmesi gerektiğine vurgu yapılan raporda, BM’nin acil bir oturumla, ortak barışın sağlanması için Suriye’de masum sivillere karşı işlenen cinayetlere karşı tedbir alması gerektiği belirtildi.
Öte yandan BM’de rapor hakkında SAMS tarafından Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, Fransa, İtalya, İngiltere, ABD’nin de yer aldığı ortaklaşa bir panel düzenlendi.
Panel Başkanı, Katar’ın BM Temsilcisi Alya Ahmed Ahmed Bin Yusuf Al Tabi olurken, SARS Başkanı Dr. Zahir Sahlul yaptığı açılış konuşmasında; ‘’Ablukayı ve sessizliği kırmalıyız’’ dedi.
Panelde, Doğu Guta Sağlık Birliği Ofisi Dış ilişkiler Müdürü Dr. Macid(Lakap) bölgedeki ablukaya canlı tanıklık etti.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı Hişam Merve konuya ilişkin daha önce yaptığı açıklamada, Esed rejiminin halk devrimini bastırmak için sadece silah kullanmadığını söylemiş; ‘’Yüzbinlerce Suriyelinin yaşadığı bölgeler abluka altına alınarak insani yardımların bölge halkına ulaşması engellendi. Bu Esed’in devrim bölgelerindeki halkı cezalandırma siyasetinin bir parçasıydı’’ şeklinde konuşmuştu.
Söz konusu bölgelerin kuşatılarak insanların aç bırakıldığını belirten Merve Esed’in bu tutumunu savaş suçu olarak niteleyerek; ‘’Bu bölgedeki halkın tümünü aç bırakarak yavaş yavaş gerçekleştirilen toplu katliamdır’’ ifadelerini kullanmıştı.
BMGK’nın 2164 ve 2139 kararları gereğince Esed’in insan haklarını ihlal ettiğini ve uluslararası kanunlara karşı suç işlediğini ifade eden Merve, sivillerin hala kuşatma altında tutulmasını eleştirerek muhasaranın kaldırılarak rejimin onayına gerek duyulmaksızın insani yardımların sınır girişleri üzerinden bölgeleye ulaştırılmasını talep etmişti.