Suriye İnsan Hakları Ağı hazırladığı raporunda, Esed rejiminin saldırılarında en az 3994 okulun tamamıyla yıkıldığı veya kısmen zarar gördüğünü bildirdi.
Çoğunluğu Humus, Şam ve Halep’in kırsalında olmak üzere 450 okulun tamamen yıkıldığı belirtilen raporda, İnsan Hakları Ağı ile çalışan mühendislerin raporlarına göre zarar gören okulların onarımının mümkün olmadığı, yeniden imar edilmeleri gerektiği ifade edildi.
3423 okulda orta ve az derecede hasar oluştuğu, bunların onarımının ve yeniden hizmete açılmasının mümkün olduğu aktarılan raporda, zarar gören okullardan bazılarının aynı konumda olan ve sayısı 1500’ü bulan diğer okullar gibi ülke içindeki Suriyeli sığınmacılara sığınacak yer olarak kullanılabileceği kaydedildi.
Açıklamada, bu okullardan 150’sinin, Esed güçlerinin keyfi saldırılarında yaralanan ve tutuklanma ya da işkence görme tehlikesinden duyulan korku nedeniyle devlet hastanelerine gidemeyen yaralıların tedavi edilmesi amacıyla sahra hastanesine dönüştürüldüğü aktarıldı.
Esed rejimi, keyfi tutuklamalar sonucu alıkonulanların çoğunluğu nedeniyle hapishanelerde yaşanan yoğunluk ve 25 bin kişiyi aşan tutuklu sayısı nedeniyle 1200 okulu gözaltı ve işkence merkezi olarak kullanıyor. Bazı okullar da rejim güçleri için bölgedeki bombardımanlarda emniyet ve istihbarat merkezi görevini görüyor.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) da Esed rejiminin, başkent Şam’ın el-Kabun Mahallesi’ndeki Hayat okuluna hava topuyla düzenlediği ve 17 öğrencinin ölümüne, aralarında sağlık durumu ciddiyetini koruyan 25’inin de yaralanmasına neden olan saldırıyı kınamıştı.
SMDK Sözcüsü Salim el-Muslat, uluslararası topluma, rejimin Suriye halkına yönelik her türlü silahı kullanarak işlediği ve ölüm rekorları kıran soykırım suçlarını durdurmak için çabalarını yoğunlaştırma çağrısını yinelemişti.
Rejimin, özellikle okul ve hastaneleri hedef alan saldırıları karşısında bütün taraflara seslenen Muslat, “Uluslararası toplum tarafından kesin ve fiili adımlar atılmalıdır. Suriye’de akan kanın durması ve halkın özgürlük ve demokrasi taleplerinin gerçekleşmesini içeren kapsayıcı çözüme ulaşmada katkı sunmayan terminoloji ve isimlendirmelerden ise uzak durulmalıdır” demişti.
Saha komutanları, tekrar tekrar işlenen okullara yönelik bu saldırıların, “Bölge halkını evlatlarını okula göndermekten soğutarak toplumu cahilleştirmek ve Suriye’nin geleceğinden intikam almak isteyen sistematik program” olduğunu ifade ediyor.
SMDK ayrıca Halep’in Ensari Mahallesi’nde yer alan Ayn Calut okulunda açılan çocuk resim sergisine düzenlenen, aralarında öğrenciler ve ailelerinin bulunduğu 30 kişinin şehit olduğu, onlarca kişinin yaralandığı hava saldırını kınamıştı.
Ayn Calut okuluna düzenlenen saldırının bir benzeri aynı okula geçen sene yine çocukların yaptığı resimlerin sergilendiği yere düzenlenmiş, saldırıda 9’u çocuk 31 kişi şehit olmuştu. SMDK, bu saldırıların, uluslararası insan hakları örgütü Human Rights Watch’un yayımladığı, “Esed rejiminin rastgele bombardımanlarla sivillere yönelik ihlallerine devam ettiği” yönündeki raporunu desteklediği ifade etmişti.
Açıklamada ayrıca birkaç ay önce başkent Şam’ın eş-Şağur Mahallesi’nde yer alan Bedruddin el-Haseni okuluna düzenlenen ve 25 çocuğun yaşamını yitirdiği, onlarcasının yaralandığı saldırı da kınanarak, uluslararası toplumdan rejimin işlediği vahşi suçların durdurulması için gereken acil ve caydırıcı önlemlerin alınması ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin saldırıları kınaması ve sorumluları yargılaması talep edimişti.
Suriye Geçici Hükümeti Başbakan Müsteşarı Abdurrahman el-Hac da okulların hedef alınmasını “Suriye’nin geleceğinin yok edilmesi için izlenen sistematik yöntem” olarak nitelendirmiş, “Siyasi hedeflerin gerçekleştirilmesi uğruna çocukların katledilmesinden daha çirkin bir suç olamaz. Ne gariptir ki rejimin çocuklara ve öğrencilere yönelik bu çirkin saldırıları, suçlama ve kınamadan başka bir duruşun sergilenmediği uluslararası arenada soğukkanlılıkla karşılanabiliyor. Bu açıkça gösteriyor ki, Esed rejimi, Suriye’nin geleceğini yok etmek ve Suriye halkını umutsuz bırakmak istiyor” ifadesini kullanmıştı.