SMDK Başkanı Avrupa Birliği’nin BM Daimi Temsilcisi ile görüştü

ABD’nin New York kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) binasında diplomatik temaslarını sürdüren Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Hadi el-Bahra, Avrupa Birliği’nin (AB) BM Daimi Temsilcisi Hedda Samson ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Suriye’ye ilişkin siyasi çözüm sürecinin konuşulduğu görüşmede, Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin detaylı bir sunum yapan el-Bahra, mültecilerin onurlu, güvenli ve gönüllü dönüş imkanının olmamasına rağmen Lübnan’da ciddi bir ayrımcı kampanya ve ihlallerle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Mültecilere ilişkin ihlallerin durdurulması için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerektiğine vurgu yapılan görüşmede, özellikle Rumiye hapishanesindeki siyasi tutukluların durumu ele alındı.

Suriye’deki sosyal durumun da konuşulduğu toplantıda, taraflar son dönemde ülke içindeki mültecilere yönelik azalan desteğin yeniden artırılması ile çiftçilere destek programı konusunda görüş alışverişinde bulundu. 

El-Bahra, uluslararası tarafların insani yardımlar konusundaki sözlerini yerine getirmekte yetersiz kaldığına işaret ettiği konuşmasında, “2024 yılı için uluslararası yardım bütçesi 4.7 milyar dolar olarak belirlendi. Ancak bu yardımdan yalnızca 200 milyon dolarlık kısım (yani yüzde 5.4’ü) sağlandı” diyerek, uluslararası özellikle önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek Brüksel Kongresi öncesi sözlerini tutmalarını talep etti. 

Görüşmede, Suriye’deki erken iyileştirme programının tarafsız bir şekilde uygulanması ve bu kapsamdaki projelerin Suriye’nin tamamına eşit bir şekilde ayrım gözetilmeksizin dağıtılması gerektiğinin altı çizildi. 

SMDK Başkanı Hadi el-Bahra, 2254 sayılı BMGK kararı çerçevesindeki siyasi çözüm sürecini de gündeme getirdiği görüşmede, “Suriye’deki krizin temel sebepleri siyasidir. Suriye’nin toprak ve halk bütünlüğü sağlanmadan ve mültecilerin gönüllü geri dönmesine uygun güvenli bir ortam sağlanmadan hiçbir insani çözüm kalıcı olmayacaktır. Bu da ancak uluslararası kararların doğru ve kararlı bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür” ifadelerini kullandı.